İsmini öğrendiğim yaştan beri sayıklayarak
Yediğim helva ve üzerimdeki kumaş istebrak
Gökten inecek uzunca bir ayet gibi bir yaprak
Pazardan kaçanların sığındığı bir yer değil burası
Sessiz vadilerin tozlu toprakları değil
Suların seslerini dinlemeyiz burada kuşların ötüşlerini
Serin gölgeler, yanaşan güneşten kaçanlar yoktur aramızda
Buradaki ses çiğ bir gürültü
Vahaların nimetlerini tenzir edercesine
Ufak asma bahçelerine hicran bitmeyecek
Yokluğun buhran içre tufanlarına
Savaşa hazır ordunun çıplak kafa derisine
Kaynamış yağ ekmiş bir güneş
Omzumdaki kayın ağacını kuruttu yüreklerin ayazında
Omurgasızların diyarı değil burası
Haksızlığa susan korkakların yurdu değil
Gölün kumlarına yapışır yüzlerimiz
Ayan yeline sürülmüş gençlerin
Sel içindeki yüreklerine işlemez perçin
Pişmanların ağlama duvarı
İçindeki doğumhane
Ve bir yol olması tebessüm eden ayın mehtabına
Burası siyah bayrakların ülkesi
Mürekkebin aynı satırları erittiği
Terzinin altın işlemeli eseri
Hervele anında kovuldu liberal demokrat
Esnaflar lokantalarını mühürleyip kapattılar
Yurtsuz kalan tuhafiye dükkanının sahibi kim
Tekbir diyen kim
Elini omzumuza koyan kardeşçe
Sonrada apoletimizi söken kim
Mekke: Temmuz 2025