5 Haziran 2025

Gül Lokumu

pak fesleğen, yapraklarından pıhtılaşmış kan akan...

By In Şiir

Uzun zaman öncesinde kaldı tabi

Çakmaklarla seviştiğimiz gecelerin

Ateşli sabahlarına uyanırken titredik

İliklerimize ilişmiş gergin çatırdamalarla

Ölüm korkusundan örülmüş bir dağ yığını

Dağı içine alacak kadar büyük bir güneş

Ve uzunca çığırtkandan bir ses

Akan nehirde çağlayan suyun masumiyeti

Ve bakir uğultuların makberinden selamlar var

Arlanmaz insanlığın idamı buradaydı

O sıcak iklimler işte burası

Ufalanan dağlara karışan alevli diyarlar


Han Yunus sahipsiz değil

Önceki şehitlerin mezarlarıyla beraber

Ezelden beri tapulu buralar

Yularını tuttuğu bir ülke var derin katilin

Zift deryasının kanlı bir emri var amansız sabahlara

Sigara dumanıyla tütsülenmiş haritadaki mürekkeplerine

Annesinin kahramanı askerlerden katliam var

Kanını çekmiş sis çökmüş kentin üzerinden

Suçlu müritlerin üzerindeki adam bünyamin

Ve ellerindeki esir kız Fatıma

Asil gül lokumu, pak fesleğen

Yapraklarından pıhtılaşmış kan akan…


Bedevilerin savaş nidalarından saklananlar

Uyandılar feryat ederek kuytu siperlerinden

Güneşi hücresine sığdıran dedemden öğrendim

Tutsak değilim Esir olmadan yaşadım,

Yalancı değilim, sahipsiz değilim,

Kardeşimi vurdular çamurlu caddede

Üzerinde ünlü aktristlerin imzasıyla

Barutun kardeşlikle karıştığı safhada

İçten yanmalı, mozaikle kaplı bombaları fırlattılar

Sessiz değildi gece

Sessizliği yırtan bir kahkaha attılar zalimce

Okumanız varsa niye girdiniz dediler bu topraklara

Tabelaları okumadınız mı girişte en başta

Bilakis bu topraklara cahiller giremez dedi diğeri

Kelimlerin karşısındaki güce özenerek

Gök gürledi ve avucuma nur aktı

Cahil giremez ama zalim girer mi?

Buradaki en büyük yer hapishane mi gasilhane mi?

Acımız ormanların üzerindeki güneşi

Ve göz göze geldiğimiz denizleri kızıla çaldı


Sözler bittiğinde kemer bağladım

Çünkü aç olana nefes aldırmadılar

Açlık kokan ağzımızdan özgürlük marşlarını dinlemediler

Sıtma hastası babamın ilaçlarını yazmadılar reçeteye

Denizdeki balıkları, uçan kuşları yaşatmadılar

Şahit olan kim varsa, dirisiyle sokuşturdular toprağa

Sakladılar, fatımanın gül kokusunu bizden

Göz gözeyiz, kan revan içinde

Birimizin elinde silah,

Birimizin yüreğinde iki hece

Written by Eyüb Ensar Karal

2006 Sakarya'da doğdu. Adabilim Lisesi'nden 2024 yılında mezun oldu. Şu an Galatasaray Üniversite'sinde İletişim Fakültesinde öğrenim hayatına devam ediyor.